fbpx

Duyu Bütünleme

Ana Sayfa / Duyu Bütünleme

Duyu bütünleme, günlük yaşamda kullanmak üzere kendi vücudumuzdan ve çevremizden aldığımız bilgileri organize etme işlemidir. Duyu bütünleme devirli, dinamik ve süreklidir. Sinir sisteminin % 80’inden fazlası duyusal girdileri işleme ve organize etme ile alakalıdır. Bu nedenle beyin birinci duyu bütünleme makinasıdır. Beynimiz duyuları etkin bir şekilde bütünlediği zaman  biz de çevremize daha hakim olabilir ve gerekli otomatik tepkileri verebiliriz.

Yaşamı ve dünyayı algılamamızı sağlayan 7 çeşit duyumuz vardır. Bunar; dışsal duyularımız taktil(dokunma) duyusu, işitme duyusu, görme duyusu, koku duyusu, tat duyusu ve derin(içsel)duyularımız vestibuler ve proprioseptif olmak üzere toplamda 7 duyumuz mevcuttur.

İşitme duyusu: Havadaki ses dalgalarının dış kulak yoluyla toplanarak iç kulaktaki reseptörleri uyaran sesleri algılar ve beyinde anlamlandırır.

Görme duyusu: Nesneleri, insanları, renkleri, zıtlıkları uzamsal sınırları tanımamıza yardım eder.

Koku duyusu: Çevremizdeki kokular hakkında bilgi verir.

Tat duyusu: Tatları algılamamızı sağlar.

Taktil (dokunma) duyusu: Deri üstünde bulunur. Dokunma basınç ve ağrı seviyesiyle ilgili bilgi verir. Sıcak ve soğuğu ayırt etmeye yardım eder.

Vestibuler (denge) duyusu: İç kulağımızda yer alır. Yerçekimiyle bağlantılı olarak vücudumuzun alan içerisinde nerede olduğunu, hızını, yönünü ve hareketini algılamamızı sağlar. Bu sistem ile vücudumuzu dengede tutar ve postürümüzü koruruz.

Proprioseptif (vücut farkındalığı) duyusu: Bu duyu eklem ve kaslarda bulunur. Vücudumuzun nerede olduğunu vücudun konumu hakkında ve vücut parçalarının nasıl hareket ettikleri hakkında bilgi verir.

Duyu bütünleme sürecinde  kişinin vücudu ve çevresinden aldığı duyu bilgileri beyinde bilginin kavranması, yorumlanması ve bütünleştirilmesi işlemlerinden geçerek, ortaya çıkan duyusal bilginin kullanılarak organize bir cevap açığa çıkarılması sağlanır. Böylece çocuk dış dünyadan gelen duyu bilgilerine adapte olur. Çocukların yaşadıkları duyusal tecrübelerin nörofizyolojik adaptasyonu ve çocuğun duruma uygun adaptif cevap açığa çıkarması sağlanır. Bu sayede çocuğun çevresiyle olan sosyal, duygusal ve fiziksel gelişimine  pozitif yansır.